“Adem” nedir yada kimdir ?

Âdem Arapça olmayan bir kelimedir. Bu kelime Kuranda 25 kere kullanılmıştır; 17 kez Âdem ve 8 kez de Âdemoğulları biçiminde. Lugat ve tefsir alimlerinin tamamına yakını kelimeyi şahıs alameti ve bir kişinin ismi olarak kabul etmiştir. Bazıları da onu, insan ve beşer gibi, tür saymıştır. Biz bu kelimeyi açıklarken çeşitli açılardan konuya bakacağız. Bu meselede ihtimalleri ve görüşleri açıklayacak, gerçek ilmi ise Allaha, Rasûlüne ve imamlara bırakacağız.

ŞAHIS ALAMETİ Mİ, TÜRÜN SİMGESİ Mİ?

Lugat ve tefsir alimlerinin tamamına yakınının Âdem kelimesini şahıs alameti gördüğünü ve onu bir tek kişi kabul ettiğini; bazılarının da insan ve beşer gibi türün simgesi saydığını söyledik.

1. Önce ikinci görüşün Kurandan çıkarılıp çıkarılamayacağına bakalım.

Okumaya devam et

Göz Yaşı…

” De ki:Ona ister iman edin,ister iman etmeyin. çünkü bundan önce kendilerine ilim verilmiş olanlara okununca çenelerinin üzerine yüz üstü secdeye kapanırlar ve -Rabbimizi tenzih ederiz. gerçekten Rabbimizin vaadi kesin olarak gerçekleşir- derler. ve ağlayarak çeneleri üstü kapanırlar ve bu onların kalplerini daha da yumuşatır. ” ( isra 107-109 )

“işte bunlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği,Ademin soyundan,Nuh ile taşıdıklarımızın soyundan,İbrahim ve İsrail soyundan olan peygamberlerdendir.Bizim hak yola ilettiğimiz ve seçtiklerimizdendir. Onlara Rahmanın ayetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı.” ( meryem 58 )

“gök ve yer ağlamadı onlar için. ve mühlet verilenler de olmadı.” ( duhan 29 ) Okumaya devam et

Kurtuluşa Erenler Kimlerdir?

1-Müminler

Mü’minler; gerçekten felah bulmuşlardır.23/Müminun-1

Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Resûlüne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak «İşittik ve itaat ettik» demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.24/Nur-51

2-Nefsini Temizleyen-Arınan

Doğrusu, temizlenip-arınan felah bulmuştur.87/A’la-14

Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah-kurtuluş bulmuştur.91/Şems-9

3-Allah’tan Korkanlar-Sakınanlar-Muttakiler

Sana hilâllerden soruyorlar. De ki: Onlar insanlar için de, hac için de vakit ölçüleridir. Bununla beraber iyilik, evlere arkalarından gelmeniz değildir. Fakat iyiliğe eren, kötülükten korunan kimsedir. Evlere kapılarından gelin, Allah’tan korkun ki,felaha eresiniz.2/Bakara-89 Okumaya devam et

AYRILIK RAHMET MİDİR?

Hz. Muhammed(s.a.v)’in vefatından kısa bir süre sonra Müslümanlar arasında ihtilaflar başgöstermiştir. Bu ihtilafların büyümesi ile birlikte, Müslümanlar da Ehli Kitabın düştüğü duruma düşerek dinde parçalanıp fırkalara ayrılmışlardır. Fırkalar arasındaki görüş ayrılıkları nedeni ile çıkan tartışmalar kanlı kavgalara dönüşmüştür. Çıkan bu kavgalar sonucunda on binlerce Müslüman hayatını kaybetmiş, malları ve mülkleri talan edilmiş ve bir çoğu da yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kalmışlardır.

Müslümanların ihtilafa düşme nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
– İktidar çekişmeleri,
– Siyasi çıkar ve hesaplar,
– Kabilecilik taassubunun canlanması,
– İslâm’ın yayılma sürecinde fetihlerle büyüyen coğrafyada karşılaşılan mistik ve felsefi düşüncelerin etkisi,
– Farklı dinlere mensup olan insanların büyük topluluklar halinde İslam’a girmeleri ile birlikte eski kültür ve inançlarından birçok unsuru İslam’a taşımaları,
– İslâm karşıtları tarafından kurulan gizli cemiyetlerin yıkıcı ve bölücü faaliyetleri,
– İslam dışı inançların ve uydurmaların gerçek İslami ilkeler olarak benimsenerek zamanla dini hayata yerleşmesi.

Yukarıda belirtilen nedenlerin etkisiyle yaşanan sosyal değişimler sonucunda, Müslümanların siyasi ve itikadi konulardaki anlayışlarında farklılaşmalar oluşmuştur.

Başlangıçta Müslümanlar arasında baş gösteren ihtilaflar siyasi nedenlerden dolayıdır. İlk ihtilâf, Hz. Peygamber’in vefatını müteakiben kimin halife seçileceği konusunda ortaya çıkmıştır. Daha sonra, Hz. Osman’ın öldürülmesi ile birlikte İslam’da fitne dönemi başlamıştır. M. 656’da Hz. Ali ile Hz. Aişe taraftarları arasında (Cemel Vakası) ve M. 657’de Hz. Ali ile Muaviye taraftarları arasında (Sıffin Savaşı) şiddetli çatışmalar yaşanmıştır. Yaşanan bu çatışmaların ardından Müslümanlar, Ali Şiası, Muaviye Şiası ve Hariciler olmak üzere üç ayrı siyasi fırkaya ayrılmışlardır. İslam tarihi kaynaklarına göre, Cemel vakasında 10 bin, Sıffin savaşında da 90 bin Müslüman hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybedenler arasında Talha ve Zübeyr gibi sahabelerde bulunmaktaydı. Okumaya devam et