Kur’an’ı Kerim’i anlatan ayetlerin metni …

kuran1

Kur’an’ın indirilişiyle ilgili ayetler…

Bismillahirrahmanirrahim.

Şüphesiz bu Kur’an sana, hüküm ve hikmet sahibi, hakkıyla bilen Allah tarafından verilmektedir. (NEML suresi 6. ayet)

Bu kitabın indirilmesi, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden, azabı ağır olan, lütuf sahibi Allah tarafındandır. O’ndan başka ilâh yoktur. Dönüş ancak O’nadır. (MÜMİN Suresi 2-3. ayetler)

Kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan bu Kitab’ın indirilişi, âlemlerin Rabbi tarafındandır. (SECDE suresi 2. ayet)

De ki: “O kitabı göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir. Şüphesiz O, bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (FURKÂN suresi 6. ayet) Okumaya devam et

“Adem” nedir yada kimdir ?

Âdem Arapça olmayan bir kelimedir. Bu kelime Kuranda 25 kere kullanılmıştır; 17 kez Âdem ve 8 kez de Âdemoğulları biçiminde. Lugat ve tefsir alimlerinin tamamına yakını kelimeyi şahıs alameti ve bir kişinin ismi olarak kabul etmiştir. Bazıları da onu, insan ve beşer gibi, tür saymıştır. Biz bu kelimeyi açıklarken çeşitli açılardan konuya bakacağız. Bu meselede ihtimalleri ve görüşleri açıklayacak, gerçek ilmi ise Allaha, Rasûlüne ve imamlara bırakacağız.

ŞAHIS ALAMETİ Mİ, TÜRÜN SİMGESİ Mİ?

Lugat ve tefsir alimlerinin tamamına yakınının Âdem kelimesini şahıs alameti gördüğünü ve onu bir tek kişi kabul ettiğini; bazılarının da insan ve beşer gibi türün simgesi saydığını söyledik.

1. Önce ikinci görüşün Kurandan çıkarılıp çıkarılamayacağına bakalım.

Okumaya devam et

Kuran ve Mecaz

Ömer Karaaslan – Kuran’ı doğru anlamada mecazi kullanımların farkında olmak ne kadar önemli ?

1. Mecaz nedir ?:

‘Mecaz’, bir sözcüğü gerçek anlamından başka bir anlamda kullanma sanatıdır. Sözü daha canlı, çarpıcı ve etkili kılmak amacıyla kullanılır. Mecazın zıddı ‘hakikat’tır.

2. Kuran’daki Kullanımı:

1-Genel olarak kullanılan mecaz.

Örnekler:

“Şu dünyada kör (a’ma) olan kimse, ahirette de kördür, yolu daha sapıktır.” (17/72)

Bu ayette geçen ‘kör’ sözcüğü hakiki manasıyla değil mecazi anlamda kullanılmaktadır. Buradaki körlük bedensel bir özrü değil, ‘dalalet’i (şaşkınlık, doğru yolu bulamama) ifade etmektedir.

“Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak, size helal kılındı. Onlar sizin elbisenizdir. Siz de onların elbisesisiniz…” (2/187)

Burada ‘elbise’ (libas) sözcüğü gerçek manasının dışında mecazi olarak kullanılmıştır.

2- Tabiatla ilgili:

1. Nefes alıp verdiği zaman sabaha andolsun. 81/18 Okumaya devam et

Arı Bir Matematik Profesörü müdür?

honeybee.jpg honeybee3.bmp honeybee2.jpg honey.jpg

Kuran’da dikkat çekilen dişi bal arısının yaptıklarını iyice incelediğimizde arının kabiliyetlerine şaşmamak elde değildir. Arının yaşayacağı evini (kovanını) oluşturması, bu evin içindeki petekleri inşa etmesi matematiksel bir deha gerektirmektedir.

Bal arıları milyonlarca yıldır peteklerini altıgen yapmaktadır (On milyonlarca yıl öncesine ait arı fosillerinden bu anlaşılmaktadır). Acaba neden bu şekil dikdörtgen, beşgen, sekizgen değil de altıgendir? Bunu araştıran matematikçiler birim alanın tamamen kullanılması ve en az malzemeyle petek yapılabilmesi için en ideal şeklin altıgen olduğunu ortaya koydular. Petekler üçgen ya da dörtgen olsaydı, boşluksuz kullanılabilecekti. Fakat altıgen hücreler için kullanılan malzeme üçgen ya da dörtgen için kullanılan malzemeden daha azdır. Diğer birçok geometrik şekilde ise kullanılmayan bölgeler ortaya çıkacaktı. Sonuç olarak altıgen hücre, en çok miktarda bal depolarken, yapılması için en az balmumu gereken şekildir.

Okumaya devam et

Neden Yalnız Kuran ?

HEPSI AYNI ALLAH’TAN SÖZ EDIYOR

Musevilere göre o Israil’in Allah’i. Tevrat’i Yahudilerin askina yaratan Yehova.

Hristiyanlara göre Isa peygamberin Babasi. Ogluna inananlari kurtaracak.

Müslümanlara göre gökleri ve yeri sevgilisi Muhammed peygamber için yaratan Ilah. Hangi günahi islerse islesin “müslümanim” diyeni cennetine koyacak.

Hepsi de ayni Allah’tan söz ediyorlar.

Bunu yaparken üç dinin mensuplari da Yaraticinin pek çok niteligini ortaklasa kabul ediyorlar. O’nun göklerin ve yerin hakimi olmasi, tüm gücün O’nun elinde olmasi gibi konularda hemfikirler. Bu yönleriyle Kuran’in indirildigi dönemde yasayan Mekkeli müsriklerden pek de farklari yok aslinda.

Evet, onlar da tipki bizim gibi, Museviler gibi, Hristiyanlar gibi Allah’a inaniyorlardi. Yedi gögün ve arsin Rabbinin Allah oldugunu, tüm gücün O’nun elinde oldugunu söyleyenler de onlardan baskasi degildi. Ama bu “inançlilar” hakkinda Kuran’da getirilen yorum hiç de onlarin hosuna gidecek türden degil:

Okumaya devam et

Parmak Uçlarındaki Kimlik

 

finger_print.jpg

İnsan, kemiklerini kesin olarak biraraya toplamayacağımızı mı sanıyor? Evet, parmak uçlarını dahi düzenlemeye gücümüz yeter.

75 Kıyamet Suresi 3-4

Peygamberimiz’in yaşadığı dönemin insanları için parmak uçları önemli bir şey ifade etmezdi. 1856 yılında Genn Ginsen adında bir İngiliz, parmak uçlarındaki çizgilerin her insanda farklı olduğunu keşfetti. 1856 yılına kadar insanlar parmak ucunun önemli özelliğinden haberdar değillerdi. Tarih boyunca yaşamış tüm insanların parmak ucunun farklı olduğunun anlaşılmasıyla, parmak ucunun adeta bir kimlik kartı olduğunun farkına varıldı. Daha sonra bu bilgi polis örgütlerince suçluların yakalanmasında veya tanınmayacak duruma gelmiş ölülerin tespit edilmesinde kullanılmaya başlandı. Okumaya devam et